Sürgücü aşiretine mensup Atilla Şemin'in ifadesiyle; "Sürgücü'de eskiden iki kabile varmış; Kambu kabilesi ve Serweri kabilesi. Bunların dışında bir kısım Süryani ve Ermeni kalıyormuş. Hasan Ağa Awina'ya yaklaşık dört yüz yetmiş seksen (470-80) yıl önce Muş Malazgirt'ten gelmiştir. Ağa oğullarını ve torunlarını çevre köylere yerleştirerek bölgede tam hakimiyet sağlamıştır. Hasan Ağadan sonra oğlu Mustafa Ağa; Mustafa Ağanın oğlu Şemdin Ağa; Şemdin Ağanın oğlu Mehmet Ağa ve Mehmet Ağanın oğlu Hacı Ahmet Ağadır. 28
19. yüzyılın sonlarına doğru Awina bölgesinde, Sürgücü aşireti liderlerinden 33 köyün ağası olarak bilinen Hacı Ahmet Ağa etkili olmuştur. Hacı Ahmet Ağa'nın eşi Şerife Hanım Savur emiri Hacı Abdullah Beyin kızıdır. Sürgücü köyü geleneksel dokusunda günümüze ulaşan mimari yapıların çoğu bu dönemden kalmadır. Savur geleneksel kent dokusu mimarisinde olduğu gibi bu köyde de, benzer yapım tekniği ve malzemenin kullanıldığı; cami, konak, değirmen, köprü, çamaşırhane gibi yapılar inşa edilmiştir (Şekil 4.42: 4.43: 4.44; 4.45).
Atilla Bey konak hakkında; "Hacı Ahmet Ağa konağının yapımına Mustafa Ağa zamanında başlanmış. Mustafa Ağa'dan sonra Şemdin Ağa yapmış bi kısmıni, Şemdin Ağa'dan sonra Mehmet Ağa yapmiş konağın alt bölümlerini. Ahmet Ağa'da geliştirmiş iki bölüm yapmiş ve Kasre bağlamıştır." İfadelerini aktarmaktadır. Yine Attila Bey ve Medine Hanım konağın ve diğer yapıların mimarları ve ustalarıyla ilgili, gayrı müslim olan mimar Hanna Qeys ve Midyat'lı mimar Lole isimlerini geçirerek, genelde o dönemde yapıların gayri Müslim mimar ve ustalar tarafından yapıldığından bahsetmektedir.
Savur Sürgücü (Awina) Köyü Şerife Hanım Çamaşırhanesi; Savur İlçesi, Sürgücü (Awina) Köyünde, Kaniya Jına olarak adlandırılan mevkide, 304 nolu ada ve 12 nolu parselde konumlanmaktadır. Korunması gerekli kültür varlığı niteliği taşıyan yapı, tescilsizdir. Günümüzde mülkiyeti Maliye hazinesine aittir.
Tarihlendirme:
Çamaşırhane yapısının üzerinde kitabesi bulunmamaktadır. Atilla Beyin ifadelerine göre; Hacı Abdullah Bey'in kızı Ahmet Ağa'nın eşi Şerife Hanım Savur'da gördüğü çamaşırhanelerden hareketle bu köyde de kendi adına hayır amaçlı bir çamaşırhane yaptırmak istemiştir. Alanda yapılan sözlü görüşmeler ve Yıldız'ın (2008) çalışması doğrultusunda; yapının 19. yüzyılın ikinci yarısında Hacı Abdullah Bey'in kızı Ahmet Ağa'nın eşi Şerife Hanım tarafından bütün köy halkının kullanımına yönelik hayrat olarak yaptırıldığı söylenebilir.
Mimari özellikleri:
Ç08 envanter numaralı Sürgücü (Awina) Köyü Şerife Hanım Çamaşırhanesi (Ek. D.7); köy meydanına yaklaşık 1 km uzaklıkta köyün kuzeybatısında tarlaların arasında yer almaktadır. Yapının girişi kuzeydoğu cephesinde bulunan kapıdan sağlanmaktadır. Çamaşırhanenin suyu Kaniya Jına (kadınlar çeşmesi) olarak bilinen yer altı kaynak suyundan akmaktadır. Yapının doğusundan gelen, günümüzde de aktif olan su kaynağı, çamaşırhanenin ortasındaki arktan geçip Seyhan çayına dökülmektedir. (Şekil 4.46)
Çamaşırhane yapısı: diğer bütün çamaşırhane yapıları gibi tek katlıdır. Günümüzde üst örtüsü tamamen yıkılan çamaşırhanenin girişi kuzeydoğu cephesinde bulunan kapıdan sağlanmaktadır. Yaklaşık 35 m² alana sahip tek mekandan oluşan yapı; dıştan 5.28 x
11.42 m boyutlarında olup, dikdörtgen plan şeması görülmektedir. Yapılan sözlü görüşmelerden ve diğer çamaşırhanelerle aynı dönemde yapılması ve benzerliğinden hareketle; içten yaklaşık 3.55 x 9.66 m ölçülerinde olan yapının tonozla, dıştan ise düz damla örtülü olduğu anlaşılmaktadır. İç mekanın kuzeydoğu duvarında sivri kemerli beş adet ocak boşluğu ve giriş kapısı yer almaktadır. Güneydoğu duvarında altı adet sivri kemerli ocak boşluğu mevcuttur. Kuzeybatı ve güneydoğu duvar düzeni aynı olup ortada düz lentolu, dikdörtgen formlu bir niş, nişin sağında ve solunda ise sivri kemerli birer ocak bulunmaktadır. Bu her iki duvarda nişin üstünde havalandırma ve ışık almayı sağlayan birer adet mazgal pencere vardır. Yapının içinden güneydoğu kuzeybatı doğrultusunda kuzeybatıya doğru akan, 60 cm. genişliğinde su arkı yer almaktadır (Şekil 4.47).
Yapının kuzeydoğu cephesinde kemer formu yıkılmış giriş kapısı bulunmaktadır. Güneydoğu ve kuzeybatı cephelerinde yapının ışık almasını sağlayan iki adet mazgal pencere mevcuttur. Yapının güneybatı cephesi ise sağırdır.
Yığma yapım tekniğiyle inşa edilen yapının duvar örgüsünde ağırlıklı olarak kaba yonu taş malzeme kullanılmıştır. Ancak yapının dört köşesinin duvar örgülerinde, pencere, kapı, ocak ve niş boşluklarında ince yonu düzgün kesme taş görülmektedir.
Duvarların iç kısımları ve temellerde ise moloz taş kullanılmıştır. Duvar örgüsünde ınkara harç kullanılmıştır bunun yanı sıra içerde ve dışarıda özgününde duvarlar sıvasızdır. Döşemede kesme taş ve moloz taş kullanılmıştır. Çamaşırhane özgün yapımında toprak dam ile örtülü olarak inşa edilmiştir.
Karşılıklı duvarlar üzerinde sıralanan ocaklar ve ortadan gecen su arkıyla çamaşırhane; su ısıtma, yıkama ve durulama işlevlerini böylece mekanın tümüne yaymaktadır. Umuma açık olan çamaşırhane yapısı tüm köye hizmet verdiğinden özel olan çamaşırhanelere göre ocak sayısı fazla olup daha büyüktür.
Koruma Sorunları:
Bütün köy halkının kullanımına yönelik inşa edilen yapı, çamaşır yıkama ve banyo yapma işlevlerinin evlerde yapılmaya başlanması sonucu, zaman içinde terk edilmiştir ve günümüzde kullanılmamaktadır. Öte yandan üst örtünün yıkıldığı ve kapının olmadığı yapı çevreden gelecek tehditlere karşı savunmasızdır. İşlevsiz kalması, bakımsızlık, yanlış müdahaleler ve doğa koşullarının etkilerinden dolayı diğer çamaşırhanelere göre daha büyük tahribata uğramıştır.
İç mekan: Üst örtü tonozun yıkılmasıyla yapının dört duvarı dış etkilere karşı açıkta kalmıştır. Bu durum taş duvar yüzeylerinde harçların eksilmesiyle derz aşınması, taşlarda yerinden oynama, parça kopması ve yüzey kaybı gibi bozulmalara neden olmuştur. Bunun yanı sıra ana kaynaktan çamaşırhaneye ulaşan su yolu yapılı olmadığından çamaşırhanenin çevresinde oluşan su birikintisiyle zeminden kapilarite yoluyla yükselen sular; ocak, niş ve duvarların su çekmesine sebep olmuştur. Öte yandan yağmur sularının yapıda kontrolsüz akması iç mekanda su nem sorununa sebep olan bir diğer olaydır. Bunun paralelinde yapının içinde oluşan rutubet, yosunlaşmalar ve kirlenme özgün duvar yüzeyinde bozulmalara yol açmıştır. Nişlerde kullanılan ahşap lentoların çürüdüğü gözlemlenmiştir. Çamaşırhanenin zemini çakıl taşlarla kaplıdır. Günümüzde özgün döşeme taşları yok olmuştur (Şekil 4.48).
Cepheler: yapılan sözlü görüşmelere göre; yapının dört köşe duvarında kullanılan işlemeli düzgün kesme taşlar köylüler tarafından başka yapılarda kullanılmak için çıkarılmıştır. Bu taşların çıkarılması yapıyı olumsuz etkileyerek köşelerde parça kopmaları ve çökmelere sebep olmuştur. Yapının etrafında oluşan su birikintisi ve yosunlar en çok güneydoğu cephesini etkilemekle beraber; duvarların içerden ve dışarıdan su çekmesiyle diğer cephelerde de etkili olmuştur. Böylece bütün cephelerde kirlenme ve yosunlaşmalar meydana gelmiştir. Bir dönem oturma alanı olarak kullanılmak istenilen yapının üstüne yarı açık şekilde ahşap kirişler atılmıştır. Güneybatı cephesinin tamamını ve kısmen ahşap kirişlerin üstünü çalılar kaplamıştır. Bu durumun özgün taş dokusuna zarar verdiği düşünülmektedir. Atmosferik etkenler ve zeminden kaynaklı su sorunları tonozun yıkılmasıyla dış etkilere karşı açıkta kalan yapının dört duvarı üzerinde bitkilenme ve çökmelere sebep olmuştur. Böylece tüm cephelerin üst kısımlarında bitkilenme, derz boşalmaları, yüzey kaybı ve parça kopmaları gibi bozulmalar meydana gelmiştir. Özgününde sıvasız olan duvar yüzeyinde bazı yerlerde çimento esaslı sıva gözlemlenmiştir (Şekil 4.49).
Terk edilmişlik, yanlış müdahaleler, zamanla yıpranma ve doğal olaylar yapıda birçok tahribata yol açmıştır.
Görüldüğü gibi çamaşırhanelerde farklı plan tipolojileri kullanılmıştır. Bunları sınıflandırmak gerekirse; kare, dikdörtgen ve L plan şemaları görülür. Genellikle dikdörtgen plan şeması tercih edilmiştir. Savur çamaşırhaneleri içinde mekan olarak en büyük olan Aynül Kasre (Hacı Abdullah Bey) Çamaşırhanesinde L plan şeması kullanılmıştır (Şekil 4.50). Ayrıca suya ulaşım açısından değerlendirildiğinde iki tip çamaşırhane görülür. Bunlardan biri Savur çayı veya kolları üzerinde inşa edilenler (Ç04 Aynül Kasre (Hacı Abdullah Bey) Çamaşırhanesi, Ç05 Necmettin Kaya Çamaşırhanesi, Ç06 Hamza Ağa Çamaşırhanesi, Ç07 Savur Başkavak (Ahmedi) Köyü Çamaşırhanesi) diğeri ise kaynak suyunu mekanın içine alan (Ç01 Ömer Bey Çamaşırhanesi, Ç02 Aynül Meydan Çamaşırhanesi, Ç03 Mehmet Tevfik Çamaşırhanesi, Ç08 Savur Sürgücü (Awina) Köyü Şerife Hanım Çamaşırhanesi) çamaşırhanelerdir.
Bütün çamaşırhaneler yörede kullanılan; yığma yapım tekniği, sarı kalker taş ve geleneksel inkara harç ile inşa edilmiştir. Yapıların duvar örgüsünde ağırlıklı olarak kaba yonu taş malzeme kullanılmıştır. Ancak yapıların dört köşesinin duvar örgülerinde, pencere, kapı, ocak ve niş boşluklarında ince yonu düzgün kesme taş görülmektedir. Duvarların iç kısımları ve temellerde ise moloz taş kullanılmıştır. Duvar kalınlığı 0.80-1.20 m. kesme taş yüksekliği 0.21-0.25 m arasında değişmektedir. İç mekanda ve cephelerde duvarlar sıvasızdır, tonoz yüzeyleri ise sıvalıdır. Döşemede kesme taş ve moloz taş kullanılmıştır. Çamaşırhaneler özgün yapımında toprak dam ile örtülü olarak inşa edilmiştir. Ocak ve niş boşluklarında farklı kemer çeşitleri (basık, sivri, yuvarlak, kaş) kullanılmıştır. Ocak derinliği 0.45-0.75 m niş derinliği ise 0.30-0.70 m arasında değişmektedir (Şekil 4.51).
5. KORUMA SORUNLARINA
YÖNELİK KORUMA ÖNERİLERİ
Kültürel miras, yaşam kültürünün zenginliğinin ve geçmişte varılan teknik düzeye tanıklık eder. Bu nedenle, geçmişi öğrenmek, var olan deneyimlerden yararlanmak ve benzeri birçok nedenden ötürü geçmişe tanıklık eden kültür varlıkları korunmalıdır (Madran ve Özgönül, 2005). Bu doğrultuda, Savur'da 1850-1970(?) döneminin çamaşır yıkama kültürüne tanıklık etmiş ve bölge halkının belleğinde yer ederek sosyal yaşama konu olmuş olan çamaşırhane yapıları, somut ve somut olmayan kültürel miras değerleriyle gelecek nesillere aktarılması gereken önemli kültür varlıklarıdır.
Kültürel sürekliliği sağlamak adına terk edilmiş ve yapısal olarak kısmen tahrip olmuş olan bu yapıları sadece somut miras olarak değil taşıdıkları bütün değerlerle (sosyal, kültürel vb.) birlikte ele almak ve değerlendirmek gerekir. Korunacak değerlerin sürekliliğinin sağlanması esastır. Ancak, sürekliliğin yanı sıra, değişimin de gerektiği unutulmamalıdır. Süreklilik/değişim dengesi, koruma/kullanma dengesinin bir başka boyutu olarak değerlendirilmelidir (Madran ve Özgönül, 2005). Geleneksel Mimari Miras Tüzüğü'nde "Geleneksel çevrenin korunması çok disiplinli bir uzman ekip tarafından, değişim ve gelişmenin kaçınılmaz olduğu kabul edilerek ve toplumun kültürel kimliğine saygı gösterilerek yürütülmelidir" ifadeleri yer almaktadır (ICOMOS, 1999). Bu bağlamda zaman içinde işlevini yitirmiş çamaşırhane yapılarının güncel istekler göz önünde tutularak farklı içeriklerle yeniden uyarlanması uygun olacaktır.
5.1 Çamaşırhanelerin
Geneline Yönelik Tek Yapı Ölçeğinde Koruma Önerileri
Çamaşırhanelerin korunmasına yönelik izlenecek yolun başında bu yapıların tespiti yer alır. Her bir yapıyı tekil olarak değerlendirecek rölöve çalışmasını mevcut malzeme ve bozulma analizleri takip etmelidir. Böylece yapıları yakından değerlendirme fırsatı yaratılacaktır. Eldeki veriler doğrultusunda önce restitüsyon ve restorasyon projeleri hazırlanmalıdır. Ayrıca yapıların yeniden işlevlendirilmesi durumu göz önünde tutularak geleceğe yönelik olası, sürdürülebilir kullanım senaryoları araştırılmalıdır.
4. Bölümde her bir çamaşırhane özelinde ayrı ayrı çalışılan ve ortaya konulmaya çalışılan yapısal sorunlara yönelik önerilen müdahale yöntemleri şöyledir:
Öncelikle söz konusu yapıların çevresinde ve içinde biriken moloz yığınlar temizlenmelidir. Daha sonra ortaya çıkarılan özgün döşeme taşlarında eksik görülen yerler gereken noktalarda özgün malzemesiyle eşdeğer bir taşla tamamlanmalıdır.
Su yapıları olan çamaşırhanelerin tamamında görülen su-nem kaynaklı sorunlar giderilmelidir. Bu konuda çamaşırhanelerin ortasından geçen su arkı özgün malzemeyle onarılarak zeminde ve su arkında yalıtım yapılmalıdır. Taş duvar yüzeylerinde görülen renk değişimleri, rutubet, yosunlaşma ve kararmalar ile tonoz yüzeylerinde görülen özgün sıva dökülmeleri için malzeme örnekleri alınarak ayrıntılı analizler doğrultusunda bozulmanın türü ve müdahale yöntemi belirlenmelidir. Atmosferik koşulların etkisiyle bozulan kullanılamayacak durumda olan taşlar çürütme yolu ile sökülerek aynı boyut ve malzeme ile değiştirilmelidir.
Yapıların bir çoğunun içinde tonoz yüzeylerinde görülen çimento esaslı sıvalar kaldırılarak, altındaki yüzeylerin temizliği yapıldıktan sonra özgün durumuna göre inkara esaslı (taş tozu - kireç karışımı) sıvalarla onarım yapılmalıdır.
Yapıların bazılarında sonradan kapatılan kapı ve pencere boşlukları restitüsyon çalışmasına bağlı olarak yeniden açılmalıdır.
Çamaşırhanelerin tamamında görülen ve atmosferik koşullardan kaynaklanan özgün duvar yüzeylerindeki taş bozulmaları ve harç erozyonları uygun müdahale yöntemleri ile temizlendikten sonra sağlamlaştırılmalıdır. Bazı çamaşırhanelerin cephelerinde ve iç mekan duvarlarında derz ve çatlaklarda görülen çimento esaslı harçlar uygun müdahale yöntemi ile sökülerek duvarlarda temizlik yapılmalıdır. Ortaya çıkan çatlaklıkların boyutları tespit edildikten sonra gerekli noktalarda enjeksiyon ile doldurularak sağlamlaştırılmalıdır. Bu aşamada geleneksel yapım malzemesi olan inkara esaslı (taş tozu - kireç karışımı) harç ile bozulan duvar yapısında derz ve çatlak onarımı yapılması uygun olacaktır.